Hepimiz bir zamanlar ergendik. Ergenlik gençliğe geçerken yaşadığımız büyümeye adapte olma, kafalardaki karmaşıklık, hormonların vücudumuza hücum edişindeki bocalama , Ben’in keşfi bence. Tek başımıza ergen olsak tamam da etrafta milyonlarca hormonlarının ele geçirdiği çocuklar olunca iş karmaşıklaşıyor tabi. Birlik olup iyice karıştırıyorlar kafalarını. Ergenlerin ergenlerle ve diğerleriyle savaşları haline dönüşüyor olay.

Büyümeye adapte olurken artık bir birey olduklarını karşı tarafa anlatabilmek için aileden kopup , fikren yani, arkadaş grubuplarına yönelirler. Herşeyi onlara anlatır, onlardan akıl alırlar. Halbuki ergenin aklı kendine kadar ama işte. Arkadaş grubu da bir nevi aile gibidir o zamanlar onlar için.Bu ailenin içinde kendilerini daha ön planda daha değerli hissederler. Onları anlayan , aynı kafayı yaşadığı diğer ergenler. Popüler olma, beğenilme istekleri tavan yapmıştır bu dönemde. Bunun için çok çeşitli yollara başvururlar.

Onlara mantıksız gelen bütün kurallara karşı çıkarlar. Anneyle özellikle büyük bir savaş içine girilir . Her yaptığı kabahat ,her dediği çok saçma gelir. Amma da geri kafalısın anne yeaaa diye atara geçilir. Kalk kızım yardım et diyen anneye of banane yeaa diye çıkışılır genellikle. Telefon elde , instagramda hikayelere bakılır.Oraya gitme kızım, oğlum denilirse kıyametler kopartılır , kapılar çarpılır. Hiç bir işin ucundan tutulmaz. Bu da anneyle daha da çatışma yaşamasına sebep olur ergenin. Kendi dünyasında yaşarlar.Bu dönem babaya pek sökmez tabi. Ergenuslar babaya atar yapamazlar fazla. Zavallı adamın ergenlikten falan pek haberi yoktur. Bütün saçmalıkları anne çeker.

Kendini keşfetmeye başladığı bu dönemde cool olmak çok büyük önem taşır ergen için.Evde kulaklıkla müzik dinleyip kimseyi takmamak, kendinden büyük insanlarla arkadaşlık etmek, okuldan kaçmak, okul çıkışı eve değil de starbucks a gitmek, twitter da ben bensem bendeki beni de gören yine sen gibi hayatı sorgulayan saçma sapan sözler yazıp isyan etmek, anlaşılmadığını düşünmek , hoşlanmayı aşk sanıp aşk acısından perişan olmak, evdekilerle arasında çağ farkı olduğunu düşünmek yine bu dönemin belli başlı davranışlarındandır.

Yüzde çıkan sivilceler, evdeki yanlızlık hissi bir de aşk acısı falan varsa ergen genç tamamen bunalımlara girer. Yaşadığı herşeyi dünyadaki en büyük sorun zanneder. Evdekilerde onun bu buhranlı hallerini anlayışla karşılamıyorsa vay haline. Artık bir çocuk olmadığını kabul ettirmek için yanlış davranışlara da sürüklenebilirler. En çok hata yapılan dönemdir aslında bu. Beynimizi en çok kullandığımızı zannedip pek de kullanamadığımız.

Bu dönemde büyükleri saçma düşündüklerinden dinlemeyip sadece ergen tayfayla takıldığımız için yaptığımız yanlışları görmemiz için ergenlik belasından kurtulmamız gerekir tabi. Aslında o saçma bulduğu nasihatlar daha önce ergenlik geçirmiş ve canı yanmışların çıkardığı derslerdir ama anlamaz bunu ergen kardeş. İlla o da yaşayıp kendi dersini kendi çıkaracak. Yaşasın tabi canım. Bir birey olmanın,karakterini oturtmanın en sancılı ama en de keyifli zamanı aslında. Herkes yaşayamaz ergenliği dolu dizgin ,elvermez şartları. Ama yaşayanlar bilir ki hayatının en korkusuz,en çaresiz , en kafası karışık , bütün duyguların bir arada yaşandığı dönemidir. Keyiflidir.

Sözün özü ergenlik ortalama 12 ila 21li yaşlar arasında yaşanan bir ruhsal kargaşadır. Bu kargaşa yaşanan duggusal buhranın boyutuna göre farklı şekillerde atlatılır.Ama bazı insanlar ergenliğin verdiği bu rahatlığa vurdumduymazlığa kapılıp çıkmak istemezler bir türlü. Çıkamadıkları içinde hem kendilerini hem etrafını yorarlar.

Ahu'ca şeyler tarafından yayımlandı

Bazen kalabalıklar içinde yanlız bazen de yanlızlıklar içinde kalabalık...

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın